1F – Mascot ilkokulu ve ilk aşk

Mascot benim için güzel anılar taşır. Bir kere havaalanının bulunduğu semptti. Dolayısıyle hayatımızın her anı uçaklarla içiçe geçerdi. İlkokul öğretmenlerimden birinin erkek arkadaşı pilot idi ve ne zaman uçağı inişe geçse öğretmenimiz Miss Bray bizi pencereye dizer inişini seyredir ve el sallardık. Ankara’daki sadist öğretmenimden sonra bu öğrenci hayatı rüya gibi geliyordu bana.

Miss Bray, uzun boylu, kısa ve uçları kıvrık sarışın saçlı, her gün mini etek giyerek sınıfa gelen, manken gibi 4. sınıf öğretmenimdi. Yıl sonunda öğretmenimize hediye verirken, çocuklar çiçek, çikolata gibi şeyler vermişdi. Ben kadına yüzük hediye etmişdim.  İlk yıllarda zaten dersden pek birşey anlamıyordum ve gün boyunca hayran hayran Miss Bray’i izliyordum. Kadın galiba benim oturma izini alabilmem için evlilik teklif ettiğimi düşünmüşdür.

Cazibesi salt boyu ve posundan ibaret değildi. Kadın piyano da çalardı. Sınıfda duvar piyanosu vardı ve her fırsatta biz müzik dersi alırdık ve şarkılar söylerdik. Şarkılar pek aklımda kalmamış ama beyinime yerleşen her sabah sınıf başlamadan piyano eşliğinde söyledğimiz dua/şarkı idi: ‘The Lord’s Prayer’. 

Our Father, who art in heaven, hallowed be thy name; thy kingdom come; thy will be done on earth as it is in heaven. Give us this day our daily bread; and forgive us our trespasses as we forgive those who trespass against us; and lead us not into temptation, but deliver us from evil. Amen.

Tabiki ben o zaman bunun dua olduğunu bilmiyordum ama şarkı hoşuma gitmişti ve ezberlemiştim. Her sabah tekrarlanan şeyi istersen ezberleme.

Ayrıca, 1972 yılında ‘Jesus Christ Superstar’ müzikali sahneleniyor ve İngiltere ve Amerika’da filmi gösteriliyordu.  Biz sınıf olarak şanslıydık cünkü diğer sınıflar sıralarında oturup başları bükük, elleri önlerinde kilitlenmiş bu duayı kuru kuru tekrarlıyordu. Bizler ise sanki konser verircesine duayı haykırıyorduk. Çağımızda devlet eğitimi çok daha laik bir platforma taşındı ve artık sabah duaları kalktı ama özel din kökenli okullar halen bu uygulamayı devam ettirmekte.

Dinden bahsetmişken, benim kısa bir süre için Church of England mezhepine nasıl üye olduğumu anlatayım. Okulda haftada bir kere din dersi olurdu. Muhtelif mezheplerin din adamları okula gelir ve öğrenciler mezheplerine göre sınıflara dağılırdı – katolik, protestan, ortodoks gibi, ama islam yoktu. O yıllarda daha müslüman ülkelerden pek göç yaşanmamıştı. Günümüzde artık İslam kökenli okullar bile var. Her neyse, din dersi vakti geldiğinde öğrencilerin kendi mezheplerine ayrılmaları ve sınıflarına gitmeleri istenirdi. Benimde tabiki bir yere sığınmam gerekiyordu. Sığınabileceğim en güzel yerde daha ilk gördüğüm gün aşık olduğum sar saçlı Megan’ın yanı olsa gerek diye düşündüm. Megan nereye, ben oraya. Meğerse Megan Church of England mezhepine aitmiş. Din eğitiminden bir şey anlamamıştım ama ilk okul yıllarım boyunca pagan kullar gibi Megan’a tapmıştım.


Posted

in

by

Tags:

Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *